Sıkça Sorulan Sorular
SIĞLA YAĞINI İÇ YARALAR İÇİN NASIL KULLANABİLİRİM?
Mide ve bağırsakta oluşan ülser problemi için sığla yağı kürü yapabilirsiniz.
Elimizde bulunan sığla yağının şişelenmesi 1 kg bala göre ayarlanmıştır. Tamamını 1 kg damak tadınıza uygun olan bal ile karıştırdıktan sonra her sabah aç karnına 1 tatlı kaşığı tüketmeli, 10 gün kullanıp 5 gün ara verdikten sonra bal bitene kadar küre devam etmelisiniz.
SIĞLA YAĞI KULLANIMINDA NEDEN 5 GÜN ARA VERİLMELİDİR?
Mide ve bağırsaklarda zararlı bakteriler olduğu kadar faydalı bakterilerde bulunmaktadır. Bu faydalı bakterilerin oluşumunu engellememek ve ilgili organlarımızın florasını bozmamak adına doğal tedavi yöntemimizin bir antre süresi vardır. Sığla yağı için 10 ila 15 gün arasında tüketim sonrası mutlaka 5 gün ara verilmelidir.
SIĞLA YAĞI SADECE BALLA MI TÜKETİLEBİLİR?
Bal yiyemeyenler için bir alternatifte sarı leblebidir. Her sabah bir sarı leblebiyi toz haline getirip üzerine çay kaşığının ucuyla sığla yağı damlatır ve bu tozları yuvarlarsanız leblebi tozları tekrar yuvarlak hale gelir ve bir hap şeklini alır. Aç karnına sığla yağlı leblebiyi de yutmanız mümkün.
SIĞLA YAĞI İÇİN HANGİ TÜR BAL ÖNERİLİR?
Damak tadınıza uygun olarak çam veya çiçek balı ile karıştırarak tüketmeniz mümkün. Fakat kekik balı, anzer balı veya kestane balı gibi sert ballar tercih edilmemelidir. Bunun yerine kahvaltılarda tüketilen ballar tercih edilmelidir.
SIĞLA YAĞINI DIŞ YARALARDA NASIL KULLANABİLİRİM?
Vücudunuz bir bölgesinde yanık veya derin bir kesik varsa (kesik dikiş gerektirse bile), ilgili bölge su ile temizlendikten sonra üzerine ince tabaka sığla yağı sürülerek gevşek bandaj yapılır. Günde en az 3 defa yaralanan bölgenin bandajı açılıp sığla yağı ile pansumanı yapıldıktan sonra tekrar kapatılır. Sığla yağı yaraların ve yanıkların hızlı kapanmasını ve yaranın kapanmasından sonra sığla yağına devam edilmesi halinde yara izlerinin giderilmesini sağlar.
SIĞLA YAĞI AÇIK YARALARI NE KADAR SÜREDE İYİLEŞTİRİR?
Kişinin yaşı ve vücut yapısına göre değişiklik göstermekle birlikte 7 ile 10 gün arasında yaranın kapanması beklenir. Fakat üzerine iz tedavisi de uygulanacaksa süre izin yok olmasına bağlı olarak uzayacaktır.
ZEYTİNYAĞI ALIRKEN NEYE DİKKAT ETMEK GEREKİR?
Aslında zeytinyağı alırken birden fazla dikkat edilmesi gereken nokta vardır. Zeytinyağı doğal bir yağdır bu sebeple de çıkarılırken yüksek ısıya maruz kalırsa doğallığını yitirir. Soğuk sıkım her zaman ilk dikkat edilmesi gereken kısımdır. Sonraki önemli konu ise yağın asit oranıdır. 2 asit üzeri yağlar yemeklik yağlar olmaktan çıkıp sanayi tipi yağı olarak kabul edilir. Bu sebeple de gıda ürünü olarak satılmamalıdır. Son olarak da damak tadınıza güvenmeniz gerekir. Dünyanın en kaliteli zeytinyağını tattığınızda size lezzetli gelmiyorsa o yağ sizin için iyi bir yağ değildir. Almadan önce tatma imkanının olmasına özen göstermenizi tavsiye ederiz.
ZEYTİNYAĞININ ASİT ORANINI NE BELİRLER?
Asit oranını belirleyen faktörler arasında; zeytin ağacının türü, bulunduğu yamaç, yamacın yıllık aldığı yağış oranı, toprağın yapısı yer alır. Bununla birlikte mahsulün toplandıktan sonra sıkıma gidene kadarki süreç çok önemlidir. Zeytin daldan koptuktan sonra da yaşam ve gelişimini devam ettirir. Birden fazla bahçenin mahsulünün toplanmasını bekledikten sonra topluca sıkıma götürülen çuvalda bekletilen zeytinler porlanmaya ve protein oranı yükselmeye başlar. Protein oranı yükseldikçe asit oranı artar. Her zeytin tanesi dalından koparıldıktan en fazla 5 saat sonra sıkıma girmiş olmalı ki doğal yollardan asit oranı düşük tutulsun. Tüketici için maliyeti yüksek olsa da sağlık açısından doğru sıkım bu şekilde gerçekleşmelidir.
ZEYTİNYAĞI YEMEKLERDE NASIL KULLANILMALIDIR?
Tencerenin dibi tutmayacak kadar az miktarda çiçek yağı ile yemek pişirildikten sonra ocak kapatılır ve yemeğin üzerinde istenilen miktarda zeytinyağı gezdirilerek tencerenin kapağı kapatılıp 15 dakika yemeğin kendi ısısıyla zeytinyağının özlenmesi beklenir. Bu şekilde yapılmasının sebebi doğal olan yağı yüksek ısıya maruz bırakarak doğallığının bozulmasını engellemek ve zeytinyağının içerisinde bulunan yüksek miktardaki E vitaminin kaybolmasını önlemektir.
ZEYTİNYAĞI NEDEN KOYU RENK ŞİŞELERDE TUTULMALIDIR?
Doğanın kendisinden elde ettiğimiz zeytinyağı sentetik değildir ve koruyucu içermez. Bu sebeple de gün ışığından olabildiğince korumak gerekir. Sağlıklı tüketilmek istenen zeytinyağlarının şişeleri koyu renk olmalı ve tüketiciler zeytinyağlarını oda sıcaklığında gün ışığından korunan yerde saklamalıdır.
ZEYTİNYAĞI DONAR MI?
Zeytinyağıyla ilgili olarak doğru bilinen yanlışlar diye adlandırdığımız bir noktada zeytinyağının donmasıdır. Her zeytinyağı aynı derecelerde donmaz. yüksek rakımlarda yetişen zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağı daha yüksek derecelerde donma gösterebiliyorken, denize yakın daha düşük rakımda yetişen zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağı daha çabuk donma reaksiyonu gösterir. Bu durum tamamen zeytin ağacının bulunduğu bölgenin iklim koşullarıyla ilgilidir. 4 derecelik buzdolabında zeytinyağı donma göstermiyorsa bu yağın karışım olduğu anlamına gelmez. Aynı derecelerde hızlı donma gösteren bir zeytinyağı içinde içerisinde hiçbir karışım olmadığı kanaatine varmamız mümkün değildir. Bu noktada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bir zeytinyağının kalitesini donma derecesi belirleyemez.
KURUTULMUŞ KUZU GÖBEĞİ MANTARI NASIL TÜKETİLİR?
Kaynatılıp bir kaba alınmış suyun içerisine mantarlar konularak üzeri örtülür. 20 dakika kadar sıcak suyun içerisinde bekleyen mantar şişerek yumuşar. Yeniden yaş formunu alan mantarları doğrayarak soğanla kavurarak tüketebileceğiniz gibi isteğe bağlı olarak omletlerde ve yemeklerde çeşni olarak kullanabilirsiniz. Öğütülmüş olarak da bulabileceğiniz Kuzu göbeği mantarını pişmiş yemeklerinizin üzerine, çorbalara ve salatalara baharat olarak da kullanabilirsiniz.
KUZU GÖBEĞİ MANTARI NEDEN PAHALI?
Torosların kuzey ve güney yamaçlarında nisan yağmurlarıyla çıkan mantarların toplanma sezonu ortalama 3 haftadır ve miktar olarak yoğun bulunmayan bir türdür. Sezonunun kısa olması ve toplama ekiplerince büyük çoğunluğunun kurutularak ihraç edilmesi sebebiyle tedarik süreci zor olan bir üründür.
KUZU GÖBEĞİ MANTARININ ŞİFASI NEDİR?
Görme duyusunu güçlendiren bu mantar türü aynı zamanda troid hastalarının iyileşme sürecini hızlandırır.Demir ve fosfor kaynağı olan kuzu göbeği mantarı kullanılan ilaçların yan etkilerine karşı koruyucu kalkandır. Protein bakımından zengin olması sebebiyle de zihni dinç tutar ve Alzheimer başlangıcı saptanan hastalarda kaçınılmaz olan yıkım sürecini geciktirerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatır.
ÇAM BALINA NEDEN SALGI BALI DENİR?
Çam balının, arıların çam polenlerini kovanlara götürüp işlemesiyle üretildiği düşünülebilir. Fakat Çam ağacının gövdesinde bulunan "Basra" adı verilen böceklerin çam ağacının öz suyunu emerek kendi salgısını oluşturur. Basra böceğinin salgısını kovanlarına taşıyan arılarda çam balı üretirler. Bu sebeple çam balı yörede salgı balı olarak bilinir.
BAL DONAR MI?
Bal oda sıcaklığı altındaki derecede donma tepkisi gösterir. Çok soğuğa maruz kaldığında tereyağı katılığına ulaşabilir. Çözdürmek ve akışkanlığını geri kazandırmak için Benmari yöntemi kullanılır.
GERÇEK BAL ŞEKERLENİR Mİ?
İçerisinde ilave şeker olmayan ballarda şekerlenme söz konusu değildir. Şekerlenmez, kristallenir. Sezonunda kovanlardan 3 veya daha fazla süzüm bal alınırsa yavru arıların besin kaynağı kalmadığı için kovanlara şekerli su verilerek yavruların besin ihtiyacı karşılanır. İlave şeker içermeyen gerçek bir elde edilebilmesi için bir kovandan iki defa süzüm alınıyorsa üçüncü süzüm alınmamalı ve yavrulara besin kaynağı olması için kovanlarda bırakılmalıdır. İlave şeker ve glikoz şurubu içeren ballar kanserli hücrelerin oluşumunu tetikleyerek hastalıklara sebep olur ve tüketicinin sağlığına zarar verir.
NARENCİYE BALI NEDİR?
Narenciye diyarı olan Ege Akdeniz bölgesinin turunçgillerinin meyveye dönüşmeden önce açan çiçeklerinin polenlerinin arılar tarafından toplanıp kovanlarda işlemesiyle elde edilir. Bir çiçek balı türüdür. Diğer ballara göre daha akışkan ve aromatik olmakla birlikte C vitamini deposudur.
ÇİÇEK BALININ ŞİFASI VAR MI?
Çiçek balı kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olduğu kadar anti-bakteriyeldir. İçerisinde bol miktarda demir, kalsiyum, fosfat, sodyum klorür ve potasyum içerir.
DOĞAL DAĞ ÇAYINI NASIL DEMLENMELİ?
Dağ çayları, siyah çay gibi kaynatılarak tüketildiğinde narin yaprakları fazla ısıya maruz kaldığı için acır ve içerisinde bulundurduğu şifayı yitirir. Doğal dağ çayları 80 derece sıcaklıktaki suyun içerisinde 3 ile 5 dakika arasında (türüne bağlı olarak değişiklik gösterir) demlendirilir. dereceyi ayarlamak konusunda tereddütte kalacağınız durumda kaynattığınız suyu potun içerisinde 5 dakika beklettikten sonra bitkiyi suyun içerisine atabilirsiniz.